1915 Olaylarına Farklı Bir Yaklaşım
Giriş:
Sözde Ermeni Soykırımı 24 Mayıs 1915 hadiselerinin her sene-i devriyesinde anılması ile birlikte Almanya, Fransa ve Rusya başta olmak üzere 35 ülke tarafından ileri sürülen bir iddiadır. Son olarak ise 2021 yılında ABD Başkanı Joe Biden tarafından sözde soykırımın resmen tanınması, tartışmaları yeniden gündeme taşımıştır. Bugüne kadar Türkiye’nin konu edildiği herhangi bir somut yargılama veya kesin delil olmamasına rağmen ileri sürülen bu iddialar birçok tarihçinin ve hukukçunun araştırmalarına konu olmakla beraber, yapılan araştırmalar ve incelemelerde öncelikli olarak soykırım suçu iddiası üzerinde durulduğu görülmektedir. Yazımızda sözde Ermeni Soykırımı iddiasının hangi sebepler ile yasal bir zemine dayandırılamayacağı özetlenerek, ilgili iddialara farklı bir bakış açısı ile yaklaşılıp Ermeni tehciri sırasında meydana gelen ölümler ve bu ölümlerin cezalandırılabilme şartları Uluslararası İnsancıl Hukuk bağlamında olduğu gibi Uluslararası İnsan Hakları ve Uluslararası Adalet Divanı’nın yargı yetkisi bakımından da incelenecektir.
Soykırım Suçu Bağlamında Değerlendirme:
Soykırım suçu ilk olarak 1948 tarihli Birleşmiş Milletler Soykırım Suçunun Önlenmesine ve Cezalandırılmasına Dair Sözleşme ile tanımlanmıştır ve savaş zamanında olduğu gibi barış zamanında da işlenen suçları kapsamaktadır. İlgili Sözleşme uyarınca soykırım; ulusal, etnik, ırksal veya dinsel bir grubu, kısmen veya tamamen ortadan kaldırmak amacıyla işlenen ve gruba mensup olanların öldürülmesi, ciddi surette bedensel veya zihinsel zarar verilmesi, yaşam şartlarının kısmen veya bütünüyle, fiziksel varlığının ortadan kaldırılacağı saikiyle, kasten değiştirilmesi, doğumların engellenmesi veya çocukların gruptan ayrılarak başka bir gruba nakledilmesi şeklinde tezahür eden bir suçtur1. Görüldüğü üzere bu fiillerin cezalandırılması şartı üstün bir kasta (dolus specialis)2 bağlanmaktadır. Bunun yanı sıra Sözleşme; soykırım suçunu işleyenlerin suçun işlendiği ülkenin yetkili bir mahkemesinde veya yargılama yetkisini kabul etmiş ve yargılama yetkisine sahip olan uluslararası bir ceza mahkemesi tarafından cezalandırılmasını öngörmektedir3.
Sözleşme ile birlikte tanımlanan soykırım suçu ve cezalandırılabilme şartları içtihat hukuku ile de pekiştirilmiştir. Bu içtihat hukuku özellikle Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi (EYUCM) ve Ruanda Uluslararası Ceza Mahkemesi (RUCM) kararları ile geliştirilmiştir. Örneğin EYUCM’nin Jelisic4 kararında Mahkeme, soykırım için, söz konusu grubu tamamen veya kısmen yok etmeye yönelik özel niyetin oluşmasının, onu salt öldürme eyleminden ayıran ayırt edici özellik olduğunu belirtmiştir. Bu görüş RUCM’nin Ruggiu5 ve Akayesu6 kararları ile de desteklenmiştir. Aynı şekilde üstün kast ile ilgili EYUCM Krstic7 kararında üstün kast kavramını tanımlarken “yok etme” kastının grubun tamamının veya bir kısmının fiziksel veya biyolojik olarak yok edilmesi anlamına geldiğini ileri sürmüştür8.
1915 yılında gerçekleşen Ermeni Meselesini soykırım suçu açısından değerlendirdiğimizde birtakım hukuki engeller ile karşılaşmaktayız. Öncelikle 27 Mayıs 1915 tarihinde çıkarılan Sevk ve Iskan Kanunu (Tehcir Kanunu) uyarınca ülke savunması açısından tehlike arz eden, düşmana casusluk yapan ve ülke çıkarlarına ihanet edebilecek kişilerin devletin belirli topraklarında ikamete zorunlu tutulmaları öngörülmüştür. Tehcirin esas nedeni Osmanlı toprakları içerisinde ilerleyen Rus ordusu karşısında savunma ve direnme gücü tehlikeye düşen Osmanlı ordusunu emniyete almaktır9. Tehcirin etnik temizlik için düzenlendiği iddiası Osmanlı Devleti tarafından tehcir sırasında Ermenilerin hem can hem mal güvenliklerini koruyan önlemleri öngören birtakım talimatların verilmesi10 ve kanunların çıkarılması gerçeği ile ters düşmektedir. Tehcir sırasında bireysel grupların tehcir edilen Ermenilere karşı saldırı ve öldürme eylemleri ise Sözleşmede ve yukarıda anılan ilgili mahkemelerin kararları uyarınca etnik temizlik ve yok etme kastı ile değil savaştan kaynaklanan genel asayişsizlik ve öncesinde Ermeni çetelerin Türk halkına karşı uyguladıkları saldırılar sonucunda toplum arasında oluşan kin ve öfkeden kaynaklanmıştır11. Tehcir sırasında gerçekleşen ölümler sadece Osmanlı halkı tarafından değil o yıllarda baş gösteren ağır iklim şartları ve salgın hastalıklar sebebiyle de vuku bulmuştur ve tehcir edilen kafileyi ağır tahribata uğratmıştır. Bu olgulara rağmen ciddi bir dayanaktan yoksun olarak yüksek sayıda kayıpların varlığını ve etnisiteye bağlı katliam yapıldığını ve dolayısıyla soykırım suçunun gerçekleştiğini iddia etmek politik bir bakış açısı olmakla beraber hukuki dayanaktan uzaktır12.
Uluslararası İnsancıl Hukuk ve İnsanlığa Karşı Suçlar Bağlamında Değerlendirme:
Soykırım suçunu diğer insancıl hukuka dahil olan suçlardan ayıran en belirgin özellik sadece savaş zamanlarında değil barış zamanlarında da işlenebiliyor olmasıdır13. Savaş suçlarının ise uygulama alanı bulabilmesi için bir savaş durumu söz konusu olmalıdır14. İnsancıl hukuk kurallarının uygulama alanı bulması söz konusu olursa soykırım kapsamına girmeyen suçlar savaş suçu veya insanlığa karşı suç olarak tanımlanabilir. Ancak insancıl hukuk kurallarının uygulama alanı araştırılırken genel insan hakları ile olan ilişkisi önem taşımaktadır. Uluslararası Adalet Divan’ı (UAD) verdiği kararlarda15 bu iki kurum arasındaki ilişkiye ilişkin önemli açıklamalar yapmıştır: 1- İnsan hakları kuralları savaş zamanında da uygulama alanı bulacaktır 2- İnsancıl Hukuk ve İnsan Hakları hukukunun birlikte uygulama alanı bulduğu durumlarda insancıl hukuk lex specialis’dir.
Uluslararası hukuka göre savaşan tarafların topraklarının tümü (deniz ve hava sahası, münhasır ekonomik bölge, karasal bölge, kara suları vb.) savaş alanı olarak kabul edilmektedir16. Bununla birlikte uluslararası insancıl hukuk kuralları genel olarak savaşın tarafları arasında uygulama alanı bulmaktadır17. Bu durumda aralarında insancıl hukuk bağlamında silahlı saldırı boyutuna varan bir çatışma olmayan taraflara genel insan hakları hukuku uygulama alanı bulacaktır.
Yukarıdaki bilgileri tarihi geçekler ile değerlendirecek olursak, öncelikle Ermeni soykırımı iddiaları 1915’li tarihlere dayanmaktadır18. Bu tarihlerde insancıl hukuk bağlamında yürürlükte olan kurallar 1899-1907 tarihli Lahey Sözleşmeleridir19. Ancak 1907 tarihli Lahey Sözleşmesi’nin 2. maddesi açıkça işbu sözleşmenin sadece taraflar arasında uygulama alanı bulacağını belirtmiştir20. Lahey sözleşmelerinde si omnes (genel katılım)21 ilkesi söz konusudur. Yani bu sözleşmenin uygulama alanı bulabilmesi için hem bir savaş durumu söz konusu olmalı hem de savaşın iki tarafı da bu sözleşmeye taraf olmalıdır. Bu noktada tarihi iki gerçeğin dikkate alınması gerekir: 1-Ermeniler o tarihte bu sözleşmenin tarafı değil ki bir devlet bile değil, 2-Türkiye o sıralarda belli devletlerle savaş durumunda olsa bile22 Ermeniler savaşın tarafı değil. O tarihte faaliyette bulunan belli Ermeni çeteler23 söz konusu olsa bile bunlarla Osmanlı arasında savaş durumu olduğu söylenemez. Nitekim uluslararası nitelikte olmayan silahlı çatışmalar kavramı 1949 tarihli Cenevre Konvansiyonu ek Protokol II ile insancıl hukuk literatürüne girmiştir24. Sonuç olarak gerek uygulanabilir hukukun eksikliğinden gerekse Ermenilerin o tarihte savaşın bir tarafı olmamasından dolayı insancıl hukuk hükümleri uygulama alanı bulmayacaktır. Bu sebeple sözde Ermeni Soykırımı iddialarının insan hakları bağlamında değerlendirilmesi gerekir.
İnsanlığa karşı suç kavramının ise özel olarak incelenmesi gerekir. Nitekim savaş zamanı dışında da işlenebilen insanlığa karşı suçun tarihteki ilk örneği bazı kaynaklarda Ermenilerin ileri sürdüğü iddialara dayandırılmaktadır25. Bunun asıl sebebi ise Sevr Anlaşmasının 226-230 maddelerinde Osmanlı Devleti’ne getirilen yargılama yükümlülüğüdür26. Burada aslında Ermenilerin o tarihteki iddialarından sorumlu olan kişileri yargılamak üzere Osmanlı Devleti’ne bir baskı uygulanmıştır. Ancak söz konusu metinde insanlığa karşı suç kavramı kullanılmamaktadır. Bununla birlikte Osmanlı Devleti’ne kabul ettirilmeye çalışılan iddialar politik bir söylemden ileri gitmemektedir. Nitekim Türkiye Cumhuriyeti Sevr Anlaşmasını hiçbir zaman tanımamıştır27.
İnsanlığa karşı suç kavramı esasen hukuk literatürüne ilk olarak Nuremberg Yargılamaları ile 1945 yılında girmiştir28. Bundan sonra belli anlaşmalar ile düzenlenmeye devam etmiştir29 ve 1998 yılında Uluslararası Ceza Mahkemesinin Statüsünde (UCMS) son halini almıştır30. Ancak bu kaynakların hiçbiri Ermeni iddialarına uygulanabilir değildir. Nitekim Nuremberg Mahkemesi bir ad hoc mahkemeydi ve belli özel kişileri yargılamak için getirilmişti31. Bununla birlikte UCMS, kendinden önceki olaylara uygulanamamaktadır32 ve o da bireysel sorumluluğu ön görmektedir. ICJ’in birçok kararında vurguladığı gibi33 bireysel cezai sorumluluk ile devletlerin sorumluluğu farklı rejimlere tabidir. Bütün bunlar dikkate alındığında Ermeni soykırımı iddialarının İnsanlığa karşı suça dayandırılması mümkün olmamaktadır.
İnsan Hakları Bağlamında Değerlendirme:
1915 tarihli Ermeni soykırım iddiası göz önünde bulundurulduğunda gidilebilecek uluslararası kaynaklar sınırlıdır. Ermeni soykırım iddiasının tarihinin 1915 olması sebebiyle İnsan hakları bağlamında gidilebilecek kaynakların önü ‘Suç ve cezaların geriye yürümezliği ilkesi’ ile kesilmiştir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi madde 7 ‘ye göre; “Hiç kimse işlendiği zaman ulusal veya uluslararası hukuka göre suç oluşturmayan bir fiil veya ihmalden dolayı suçlu bulunamaz. Hiç kimseye suçu işlediği zaman verilebilecek olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez. Bu madde, işlendiği zaman uygar ülkeler tarafından tanınmış hukukun genel ilkelerine göre suç sayılan bir eylem veya ihmal nedeniyle bir kimsenin yargılanmasına ve cezalandırılmasına engel değildir.”34 İnsan Hakları bağlamında yapılan uluslararası sözleşmelere bakıldığında İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi35 (İHEB) 10 Aralık 1948 tarihli bir sözleşme olduğundan bu kapsamda incelenemeyecektir. Bu döneme uygulanabilecek insan hakları kapsamında bulunan sözleşmeler arasında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi bağlamında ise özellikle Madde 734 dikkate alındığında yine suçların ve cezaların geriye yürümezliği ilkesi esas alındığından, 1915 tarihli bir iddianın bu sözleşme kapsamında yargı konusu olamayacağı açıktır. Bununla birlikte Uluslararası Adalet Divanı ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi gibi mahkemeler Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği’nin kuruluşuyla beraber gelişen mahkemeler olduğundan, bundan önceki olaylara yargı yetkileri bulunmamaktadır. Dolayısıyla muhtemel bir yargı makamı eksikliği ortaya çıkmaktadır. İnsan hakları açısından yapılan soykırım iddiası değerlendirildiğinde hiçbir hukuki temele dayanmadığı görülmektedir ve soykırım iddiası insan hakları bakımından incelenebilmesi bu sebeplerle mümkün değildir.
Sonuç:
Sonuç olarak, iddialar muhtemel uluslararası hukuk disiplinleri bağlamında değerlendirildiğinde uygulanabilir norm ve yargı yolu eksikliği bulunduğu görülmektedir. Nitekim iddialar soykırımın şartlarını sağlamamakla birlikte insancıl hukukun kapsamına da girmemektedir. En son, genel uluslararası hukuk disiplinlerinden biri olan insan hakları bağlamında değerlendirme yapıldığı zaman ise gerek temel alınabilecek güçlü bir düzenleme eksikliği gerek yargı yolu eksikliği sebebiyle iddialar havada asılı kalmaktadır. Bütün bunlar dikkate alındığında Ermeni soykırımı iddiaları kendine uluslararası hukukta bir dayanak bulamamaktadır.
Kaynakça:
- The Convention on the Prevention and Punishment of the Crime of Genocide, 1948, Article 1-2
- ICJ, Application of the Convention on the Prevention and Punishment of the Crime of Genocide (Croat. v. Serb.), Judgement of 26 February 2007, ICJ Reports 2007, para. 373.
- The Convention on the Prevention and Punishment of the Crime of Genocide, 1948, Article 6.
- ICTY-95-10-T, Jelicic, Judgement of 14 December 1999, para. 66.
- ICTR-97-32-1, Ruggiu, Judgement of 1 June 2000, para.14.
- ICTR-96-4-T, Akayesu, Judgment of 2 September 1998, para. 498.
- ICTY-98-33-T, Kristic, Judgement of 2 August 2001, para. 589.
- Malcolm, N. Shaw, International Law, 8th ed., 2017, 316-320.
- Şükrü M. Elekdağ, Tarihsel Gerçekler ve Uluslararası Hukuk Işığında Ermeni Soykırımı İddiası s.17, bkz. https://www.tc-america.org/files/news/pdf/Ermenisoykirimiiddiasi_SukruElekdag.pdf(Erişim tarihi 11.07.21)
- Bu sebeple mezkûr tezkerede açıklandığı gibi, isimleri zikredilen köylerde ve kasabalarda yaşayan Ermenilerden nakli gerekenlerin tespit edilen iskân mahallerine refah içinde ve zarar görmeden ulaştırılmaları ve yerleştirilecekleri yerlerde istirahatlarının temin edilmesi gerekmektedir. Ayrıca can ve mallarının korunması suretiyle yerleşim mahallerine ulaştıklarında tespit edilen yerlere iskân edilinceye kadar muhacirlere ait ödenekten iadeleri; geçmişteki mali ve ekonomik durumlarına göre mal ve arazi tahsisi; içlerinden muhtaç olanlara Hükûmet tarafından mesken inşası, Çiftçi ve sanat erbabına tohumluk, alet ve edevat tevzii; terk ettikleri yerde kalan malları ve eşyalarının veya kıymetlerinin kendilerine uygun bir şekilde iadesi; (…) zeytinlik dutluk, bağ ve portakallıklar ile dükkân, han, fabrika ve depo gibi akarların açık artırma ile satılarak veya kiraya verilerek elde edilecek meblağların kendilerine verilmek üzere sahipleri namına emaneten mal sandıklarına konulması; zikredilen işlemlerin yerine getirilmesi i in gerekecek masrafların Muhacirler Fonu’ndan ödenmesi konusunda zikredilen Bakanlık tarafından düzenlenen talimatın tam olarak uygulanması gerekmektedir. (Meclis-i Vükela Müzakeratına Mahsus Zabıtname Hülasa-i meali, Başbakanlık Arşivi, İstanbul, Meclis-i Vükela Mazbataları, Cilt 198, karar No. 1331/163)
- (1)T.C. Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı Yayın No:59, Ermeniler Tarafından Yapılan Katliam Belgeleri I bkz. https://www.devletarsivleri.gov.tr/varliklar/dosyalar/eskisiteden/yayinlar/osmanli-arsivi-yayinlar/ERMENİ%20KATLİAM-1.pdf (Erişim Tarihi 17.08.2021)(2)T.C. Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı Yayın No:59, Ermeniler Tarafından Yapılan Katliam Belgeleri II bkz. https://www.devletarsivleri.gov.tr/varliklar/dosyalar/eskisiteden/yayinlar/osmanli-arsivi-yayinlar/ERMENİ%20KATLİAM-2.pdf (Erişim Tarihi 17.08.2021)
- Şükrü M. Elekdağ, Tarihsel Gerçekler ve Uluslararası Hukuk Işığında Ermeni Soykırımı İddiası, bkz. https://www.tc-america.org/files/news/pdf/Ermenisoykirimiiddiasi_SukruElekdag.pdf (Erişim tarihi 11.07.21)
- The Convention on the Prevention and Punishment of the Crime of Genocide, 1948, Article 1.
- https://www.icrc.org/en/doc/assets/files/other/what_is_ihl.pdf (Erişim Tarihi 12.07.21)
- Baknz: ICJ, Legality or Threat of Use of Nuclear Weapons, Tavsiye Görüşü, 8 Haziran 1996, para. 25 ; ICJ, The Legal Consequences of the Construction of a Wall in the Occupied Palestinian Territory, , Tavsiye Görüşü, 9 Haziran 2004, para. 106
- Proceedings of the Bruges Colloquium, Scope of Application of International Humanitarian Law, Session 4 Geographic Scope of Application of IHL, Chairperson: PAUL BERMAN, Director, Council of the EU Legal Service, 13th Bruges Colloquium 18-19 October 2012 107
- Baknz: Jann K. Kleffner, The Applicability of International Humanitarian Law to Organized Armed Groups, International Review of the Red Cross, Volume 93(2011) syf 445-450; Ayrıca, ICTY, The Prosecutor v. Boškoski and Tarčulovski, para.175-177-194-205
- https://encyclopedia.ushmm.org/content/tr/article/the-armenian-genocide-1915-16-in-depth (Erişim tarihi 11.05.21)
- Lahey Sözleşmesi (1907)http://askerihukuk.net/FileUpload/ds158941/File/kara_harbinin_kanunlari_ve_adetleri_hakkinda_sozlesme.pdf (Erişim tarihi 11.05.21)
- “Madde 2: Madde1’de göz önünde tutulmuş yönetmelikte ve işbu sözleşmede muhtevi hükümler, ancak akit Devletler arasında ve sadece, eğer muhariplerin hepsi sözleşmede taraf iseler, uygulanacaklardır. “ http://askerihukuk.net/FileUpload/ds158941/File/kara_harbinin_kanunlari_ve_adetleri_hakkinda_sozlesme.pdf (Erişim tarihi 11.07.21)
- Daha fazla bilgi için baknz. Theodor Meron – THE HUMANUIZATION OF INTERNATIONAL LAW, The Hague Academy of Internatıonal Law Monographs Volume 3 (2006) syf. 9
- Mesela 1877 Osmanlı-Rus savaşı veya 1914 1. Dünya savaşı, Baknz. Şükrü M. Elekdağ, Tarı̇hsel Gerçekler ve Uluslararası Hukuk Işığında Ermenı̇ Soykırımı İddı̇ası
- Marziye MEMMEDLİ Samire MEMMEDLİ, Doğu Anadolu’daki Ermeni Faaliyetleri (1914-1918) (2018) syf 341 https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/609736 (Erişim tarihi 11.07.21)
- Baknz: https://casebook.icrc.org/glossary/non-international-armed-conflict (Erişim tarihi 11.07.21)
- M.Cherif Bassiouni, Crimes Against Humanity in International Criminal Law, Martinus Nijhoff Publishers, 1999, syf.62
- Sevr Anlaşması Madde 226-230 https://www.ttk.gov.tr/wp-content/uploads/2016/11/6-Sevr.pdf (Erişim tarihi 18.07.21)
- Baknız: Temuçin Faik Ertan, Sevr ve Lozan Antlaşmaları Hakkında Karşılaştırmalı bı̇r Değerlendı̇me, Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi S. 58, Bahar 2016
- https://trialinternational.org/topics-post/crimes-against-humanity/ (Erişim tarihi 18.07.21)
- Tokio, IMTFE-Statut (1946), ILC Draft Code of Offences against the Peace and Security of Mankind (1954), Jugoslawien, ICTY-Statut (1993), Ruanda, ICTR-Statut (1994), ILC, Draft Statute for an International Criminal Court (1994)…
- Madde 7, Rome Statue of International Criminal Court https://www.icc-cpi.int/resource-library/documents/rs-eng.pdf (Erişim tarihi 18.07.21)
- Edoardo Greppi, The evolution of individual criminal responsibility under international law, IRRC September 1999 vol.81, syf. 537
- Madde 11/1 Rome Statue: “The Court has jurisdiction only with respect to crimes committed after the entry into force of this Statute. “
- “State responsibility and individual criminal responsibility are governed by different legal régimes and pursue different aims. The former concerns the consequences of the breach by a State of the obligations imposed upon it by international law, whereas the latter is concerned with the responsibility of an individual […] and the resultant sanctions to be imposed upon that person” ICJ, 2015 Genocide case, para. 129.
- Avrupa Konseyi Madde 7 Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (1953) https://www.echr.coe.int/documents/convention_tur.pdf (Erişim tarihi 11.07.21)
- Birleşmiş Milletler Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi (1948) https://www.ombudsman.gov.tr/document/mevzuat/688B1–Insan-Haklari-Evrensel-Beyannamesi.pdf (Erişim Tarihi 12.07.21)