• Facebook
  • Twitter
  • Likedin
  • Instagram
  • Youtube
ISTANBUL CENTER FOR INTERNATIONAL LAWISTANBUL CENTER FOR INTERNATIONAL LAW
  • Home
  • About
    • Frequently Asked Questions
  • People
    • Graduates
  • Programs
    • International Law Formation Program
    • Kırımlı Dr. Aziz Bey IHL Competition
    • Winter Academy of International Law
      • 2017
      • 2018
      • 2019
      • 2020
      • 2021
    • Summer Academy of International Law
      • 2017
      • 2018
      • 2019
      • 2020
    • Lecture Series
  • News & Events
  • Blog
  • Contact
    • Home
    • About
      • Frequently Asked Questions
    • People
      • Graduates
    • Programs
      • International Law Formation Program
      • Kırımlı Dr. Aziz Bey IHL Competition
      • Winter Academy of International Law
        • 2017
        • 2018
        • 2019
        • 2020
        • 2021
      • Summer Academy of International Law
        • 2017
        • 2018
        • 2019
        • 2020
      • Lecture Series
    • News & Events
    • Blog
    • Contact

    Blog Articles

    • Home
    • Articles
    • İnsanlığa Karşı İşlenen Suçlarda Sözleşme Girişimleri

    İnsanlığa Karşı İşlenen Suçlarda Sözleşme Girişimleri

    • Posted by Kerime Toprak
    • Date 27 February 2018
    • Comments 0 comment

    İnsanlığa karşı suçlar Roma Statüsünde tanımlanan Uluslararası Ceza Mahkemesinin yetki   alanına giren dört suç çeşidinden biridir. Savaş suçları ve soykırım suçu hakkında düzenlemeler yapan sözleşmeler olması insanlığa karşı suçlar konusunda da böyle bir sözleşme olması konusundaki çalışmaları tetiklemiştir. Bu yazının amacı böyle bir sözleşmenin gerekli olup olmadığı konusundaki görüşlerden bahsetmek ve eğer gerekliyse bunun bugünün Dünya’sında mümkün olup olmadığını konuşmak.

    Bu suçla ilgili bir sözleşmenin gerekli ve mümkün olup olmadığını tartışmaya başlamadan  önce bu suçun Roma Statüsü’nde belirlenen özelliklerini ele almamız gerekiyor. Roma Statüsü’nün  7. maddesine göre “herhangi bir sivil topluluğa karşı geniş çapta ve sistematik bir saldırının bir  parçası olarak  işlenen aşağıdaki eylemleri kapsamaktadır.” denilerek tanım yapılmış daha sonrasındaysa suç kapsamına girebilecek fiiller belirtilmiştir. Bu suçla ilgili madde oldukça detaylı  olup bu suç kapsamına girebilecek eylemleri belirterek suçun muğlâk kalmasını engellemeye çalışmıştır. Örnekler arasında sayılan suçlardan bazıları toplu yok etme, halkın sürülmesi veya zorla nakli, ırk ayrımcılığıdır.

    Bir eylem insanlığa karşı suç teşkil edebilmesi  için aşağıdaki temel özelliklere sahip olmalıdır:

    • Yaygın ve sistematik bir saldırı olması,
    • Sivillere karşı olması,

    Bir yandan konuyla ilgili maddenin düzenlemenin Roma Statüsünde olması öte yandan bir Uluslararası Ceza Mahkeme’ sindeki   davaların %30’u sadece insanlığa karşı suçlarla ilgili olması  bu  alanda sözleşme olmamasının bir eksiklik oluşturup  oluşturmadığı konusunda tartışmaları arttırıyor.

    İnsanlığa karşı suçlarla ilgili sözleşme olması gerektiğini savunanlar insanlığa karşı suçlara yaptırım uygulayan  devletlerin oranının  azlığını yaptırım uygulasa dahi iç hukuklardaki düzenlemelerinin Roma statüsüyle uyuşmadığından yola çıkıyor. Roma Statüsüne taraf olmayan devletler bir yana Roma Statüsüne taraf devletlerin bile 1/3’ü insanlığa karşı suçlarla ilgili iç hukuk düzenlemesine sahip değil. Bu da Roma Statüsünün devletler arası iş birliğini sağlama konusunda yetersiz olduğuna dair bir ipucu olarak kabul ediliyor. Uluslararası ceza  mahkemesinin ulusal  hukukları tamamlayıcılık prensibi yani iç hukukun soruşturma ve kovuşturma yapmadığı yerde UCM’nin yetkili olması prensibi de hesaba katıldığında Dünya’da insanlığa karşı suçlar konusunda Roma statüsündeki gibi tavır alan devletlerin azlığının eksiklik oluşturduğu düşüncesini kuvvetlendiriyor. İnsanlığa karşı suçların gerçekleşmesi için silahlı çatışmanın  gerekmemesinin yanında bu suçların iç savaş ve diktatörlük dönemlerinde de yoğun olarak işlenmesi iç hukuklarda düzenleme  yapılması ihtiyacı olduğunu böylece insalığa karşı suçlarla mücadelede bir adım da olsa öne geçeceğimizi gösteriyor.  Roma Statüsüne taraf olmayan bir ülke olan Türkiye’deki durumu açıklamak gerekirse  TCK’nun 77. Maddesi  insanlığa  karşı suçları  düzenliyor. Burada belirtilen suç tanımı Roma statüsündekiyle özdeş bir biçimde yapılmıştır. Bu da uluslararası teamülün Roma statüsüne taraf olmayan bir devlete yansıyacak kadar kuvvetli olduğunu gösteriyor. Ancak Roma Statüsündeki seçimlik hareketli suçlardan bazıları TCK’ da seçimlik hareketli suç olarak öngörülmemiş. İnsanlığa karşı suçlarla ilgili Şu ana kadar 12 farklı insanlığa karşı suç sözleşmesi formule edilmiş. Bu kadar çok girişimde bulunması bir arayışın göstergesi olmakla beraber  sözleşme taslakları arasında çok büyük farklar olmasa da kabul edilen tek bir taslağın olmaması esasen yakın vadede  böyle bir sözleşme olmasının mümkün olmadığının işaretlerinden biri olarak kabul edilebilir.   Devletlerin insanlığa karşı suçlarla ilgili sözleşmeye isteksiz yaklaşacakları bilhassa Roma  Statüsünü imzalamayan devletlerin bu sözleşmeye sıcak bakmayacakları beklense de günümüzde  bu suçların sonucunda hemen hemen tüm devletleri etkileyen sonuçların ortaya çıkması devletleri bu suçun engellenmesi için girişimde bulunmaya teşvik ediyor. Örneğin Suriye’de işlenen insanlığa karşı suçlar sonucu oluşan mülteci akını hemen her devleti etkilemiş durumda. Ancak bu suçun devletler tarafından işlenmesi muhtemel bi suç olması devletlerin bu konudaki isteksizliğini tetiklemeye devam ediyor. Bir çok devletin egemenlik alanına girilmesi endişesi taşıması kabul edilebilirliği yüksek bir sözleşmenin zor olduğunu gösteriyor. Bu yüzden böyle bir sözleşme yapılsa dahi devletlerin çekince koyma haklarının olmaması halinde çok fazla taraf ülke olmaması muhtemel. Ayrıca böyle bir durumda yeni oluşacak sözleşmede taraf olmayan bir devletin teamül hukukundan da kaçabilmesinin önünü açabilir. Öte yandan bu tip bir sözleşmeye çekince konulması sözleşmenin etkisini sınırlandıracak amacını gerçekleştirmesini büyük ölçüde engelleyecektir.

    Sonuç olarak, insanlığa karşı suçlarla ilgili bir sözleşme düzenlenmesinin faydaları olacaktır. Bilhassa, devletlerin iç hukuklarında bu suçlara karşı ortak bir tavır alması ve devletlerarası işbirliğinin artması bu suçların işlenmesini engelleme yönünde önemli bir adım olacaktır. Ancak üzerine sözleşme olan diğer uluslararası suçlara baktığımızda henüz Roma Statüsü yokken yani ilgili suçlarla ilgili boşluk daha büyükken devletler sözleşme imzalamış. İnsanlığa karşı suçlardaysa tanımı dahi belirsizken bu girişimde bulunma ihtiyacı duyulmamış. Dolayısıyla, devletlerin bu noktada böyle bir girişimde bulunma ihtimali zayıf gibi görünüyor. Hatta herkesin kabul edeceği taslak bir metin ortaya çıksa bile devletlerin bu sözleşmeyi önceliklerine almaması muhtemel. Teamül hukuku sayesinde şu aşamada bu suçla mücadele için yeterli bir alanın mevcut olduğundan yukarıda bahsetmiştik. Dolayısıyla şu aşamada uluslararası kamuoyu için hedeflenen menfaatleri gerçekleştiremeyecektir.

    • Share:
    Kerime Toprak
      Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi son sınıf öğrencisi olan Kerime Toprak'ın Uluslararası Hukuka ilgisi 2015 yılında katıldığı Mavi Marmara Davası konulu bir konferansla başlamıştır. Kerime Toprak 2016 yazında Law on Bosphorus' da insan hakları üzerine eğitim almış olup 2016 Eylül ayında ICIL Bölüm 1 öğrencisi olarak kabul edilmiştir. ICIL' de formasyon eğitimi vasıtasıyla Uluslararası Hukukun farklı alt dalları üzerine eğitim almıştır. Uluslararası Ceza Hukukuna ve Uluslararası İnsancıl Hukuka ilgisi olan Kerime Toprak ICIL Uluslararası Ceza Hukuku ilgi grubunda çalışmalarını sürdürmektedir.

      Previous post

      Yemen’de Suud koalisyonu tarafından çok sayıda sivil ölümüne sebep olan cenaze bombalaması olayında Suudi komutanlar UCM önünde yargılanabilir mi? Suudi Arabistan UCM’nin yargı yetkisini tanımıyorken böyle bir şey mümkün mü?
      27 February 2018

      Next post

      Uyduların Çarpışmasında Devletlerin Sorumluluğu: Cosmos-Iridium Çarpışması
      5 March 2018

      You may also like

      • https://tr.euronews.com/2022/02/24/ukrayna-krizinde-son-durum-putin-yard-m-talebi-uzerine-askeri-harekat-baslatt-m
        Ukrayna’da Savaşın Başlaması Sonrasında Rus Şirketlerin Farklı Ülkelerdeki Mallarına El Konulmasının Yatırım Hukuku ve Haksız Kamulaştırma Yasağı Kapsamında Değerlendirilmesi
        20 September, 2023
      • https://blaise.ca/wordpress/wp-content/uploads/2020/05/t_f069733989754e6097a3d89949813812_name_e1e8768c_a122_11ea_be06_af5514ee0385-1920×500.jpg
        Üst Düzey Devlet Yetkililerinin Sosyal Medya Üzerinden Gerçekleştirdiği Açıklamaların Uluslararası Hukuk Nezdinde Bağlayıcılığı Bulunabilir Mi?
        19 September, 2023
      • https://www.wsj.com/articles/russia-goal-ukraine-nuclear-plant-take-electricity-11660505601
        Rusya Ukrayna Savaşı Özelinde Bir Değerlendirme: Uluslararası İnsancıl Hukuk Kapsamında Nükleer Enerji Santrallerinin Korunması
        14 September, 2023

      Leave A Reply Cancel reply

      Your email address will not be published. Required fields are marked *

      Lütfen Cevaplayınız - Please Answer *Captcha loading...

      Blog Rules

      Moderator

      Abdurrahman Erol

      ICIL BLOG COORDINATOR

      Latest Posts

      Ukrayna’da Savaşın Başlaması Sonrasında Rus Şirketlerin Farklı Ülkelerdeki Mallarına El Konulmasının Yatırım Hukuku ve Haksız Kamulaştırma Yasağı Kapsamında Değerlendirilmesi
      20Sep2023
      Üst Düzey Devlet Yetkililerinin Sosyal Medya Üzerinden Gerçekleştirdiği Açıklamaların Uluslararası Hukuk Nezdinde Bağlayıcılığı Bulunabilir Mi?
      19Sep2023
      Rusya Ukrayna Savaşı Özelinde Bir Değerlendirme: Uluslararası İnsancıl Hukuk Kapsamında Nükleer Enerji Santrallerinin Korunması
      14Sep2023

      © 2021 All Rights Reserved. SvN Tasarım